Kendi kurduğu çalar saatin hayatını yönettiğini fark etmeden. Alarm çaldığında “kahve” diye uyanan işkolikler.
"Çok yalnızım lan" deyip adını bilmek istemediği, yanında yatan kızı gece arzularken sabah görmeyen cool babalar.
Sevdiğini kaybeden bugün acısı büyük, dün gece yattığı gibi bir daha
asla yatamayacak olan aile fertleri.
Hiç bir şey hissetmeyen içi boş, görünmek istese de görünmeyen, boş dolaşan bir kara deliğin içinde yaşayan genç delikanlı.
Hiç bir şey hissetmeyen içi boş, görünmek istese de görünmeyen, boş dolaşan bir kara deliğin içinde yaşayan genç delikanlı.
Dün hayalleri büyükken bugün hiç bir şey istemeyen iştahı kaçmış
adam. Başarıya koşarken hayatı unutan holding sahibi. Mola saatini bekleyen
ruhu daralmış memur.
Sevgilisinden ayrılıp kızın üzüldüğünü gördükçe kıyamayıp
ayrılamayan. Kendisine kıyan. Gece ayrılan gündüz barışan.
Toprağa hasret olan, ama bir türlü gelmeyen dalga gecen Azrail’i bekleyen
yaşlı teyze. Hasta yatağında ölümden korkan, daha oyun oynamadan ölümü tadan
çocuk. Ölümü korkusuzca kovalayan şehir kovboyları.
Bebeğin bezini değiştiren, pislettiği için sevinen yorgun ebeveynler.
Ne giyeceğini seçemeyen manikür ve dalgalı fön ile başka uğraşı
olmayan, hayat mücadelesi verdiğini sanan aptal kız. Yada seçecek elbisesi
olmayan işçi. Hiç bir zaman bir üst mertebeye erişemeyecek.
Hiç uyanmak istemeyenler. Gece uyumamış olanlar.
Gece üstünden geçmiş. Orospuya kirli ruhunu bırakıp eve girdiğinde kendini temiz ve arınmış hisseden asıl pislik. Sabah uyandığında kendini kirli hisseden, ne kadar da masum ve temiz olduğunu bilmeyen kadın.
Daha hayata başlamamış olan, hayata başlamaya korkan yada hayata çok
geç kaldığını sanan durakta iç çekip bayat simit’ini yiyen öğrenci.
Kalp kırıp bundan zevk alan çapkın, bugün kendi kalbinin hiç tamir edilmeyeceği
kadar kırılacağından, tuzla buz olacağından, listesinde ki onca kadından birine
bugününden habersizce koşarken.
Uykusuna televizyon karşısında sabah programları izleyerek devam eden boş kafalar.
Uykusuna televizyon karşısında sabah programları izleyerek devam eden boş kafalar.
Topluma kafa tutan sorgulayan sonunda birey olmayı başaran ama
başarıları göz ardı edilen. Tek amacı mutlu olmak. Yalnızlığına mutlu bir
şekilde sarılıp uyuyan, güzel ruhlu kız. Gündemi sadece nişan, çeyiz ve düğün
olan. 5 saatlik eğlenceye 25 yılını adayan. Düğün sonrası boşluğa düşen,
sevmediği bir adama sarılarak uyanan, ağlamaklı, boş ruhlu kız.
Gece soğuk yatağında vicdanı ile sevişen, sabah acı çekerek uyanan.
Ağzında her zaman sek içtiği yarım şişe Chivas tadıyla, işe koyulan. Gündüz her
şeyi unutan gece tekrar tekrar sinsice kanını azaltan sevişmeleri bekleyen yüzü
güzel, sakalı öpülesi yakışıklı adam. Onu hayal eden, ulaşamadığı için aşk
sanan, yıllar geçse de öpülesi adamı isteyen naif kız.
Yorgunluktan başka bir yorgunluğa koşan, koştukça koşan koştukça artık
yorgunluğunu hissetmeyen. Çocukları yarın yorulmasın diye koşan anneler.
Bir uyusa, hiç uyanmayacak.
Terk edildiğini sanan, hayata küsmüş, değil sevgili hayatın
kendisini terk ettiğini, Allah’ın bile onu unuttuğunu sanan. Kaybedeni oynayan
aslında kendisi her şeyden kaçan, kırıp, terk eden. Hayat acısını başka
bedenlerden çıkartan, kayıp ruhlu kiz.
Bir uyansa, hiç uyumayacak.
Bir park’ta üstünü Bim kartonu ile örtmüş uykusunu alabildiği için
mutlu olan. Etrafında hayata koşuşan insanları izleyip onlara üzülen evsiz. Tek
kişi yattığı iki kişilik lüks yatağından kalkıp, hotel konforluğu içinden akıp giden
hayatına homurdayan. Kahvesini yudumlarken Bim şirketlerinin hisselerine göz
atan itici adam.
Mahalle delikanlıları daha mahallesinde bir çöpü toplamamış olsa da,
gündüz oldu mu namus kovalar. Nede olsa gece bir yorgan gibi, kendi
namussuzluğunu örter, kapatır usulca.
Bir şey yapmadığı halde hayatın kahpe sorumluklarına kendini sorumlu
ve sonunda suçlu hisseden Don Kişot çocuk. Dünya’yı kirletip bugün biraz daha
kirleteceği için tek tepkisi göbeğini kaşımak olan. Sabah kalktığında camın
önünde sigarasını içen arsız amca.
Güneş her gün doğsa da her gün batıyor.
Uykusuz rüyasız.
Günaydın.