"Adin ne bakim senin?"
"Selena." "Dalga geçme kızım, gerçek ismini söyle." Kocaman
gözlerimle boş boş bakmayı o zaman öğrendim. Manyak misin nesin amca, ismim
Selena diye avaz avaz bağırmaya cesaretim olmadığından. Ne zor bazı şeyleri
kabul ettirmek. Şuan bile başaramıyoruz, kaldı ki o küçücük yaşlarda. O yaşlarda
anladım ki, ya Fatma’sındır yada Ayşe. Alışılmışın dışında olmak hiçte kolay
değil. Bir yerden sonra kabul görmediğini yada görmeyeceğini bildiğin için
uğraşmamaya çalışıyorsun. Çalışıyorsun çünkü sürekli bir ayak uydurma söz
konusu.
"Kaç yaşındasın?" Zamanla bu soru da hiçte
güzel olmadığını fark ediyorsun. Büyük bir hevesle "Ben dokuzzz yaşındayım"
diyorsun gururlanarak. Sanki altını çizerek söylersem daha büyük olacakmış gibi
yaşım. Ama ilerleyen zaman diliminde yaşını fısıldayarak söylüyorsun.
"Yirmi beş..altı.. yaşındayım" diye bir yankı çıkıyor ağzımdan.
'90lilari kıskanmaya başlıyorum yahu. Yaşımı sevmek ve sevmemek arasında gidip
geliyorum. Bu yaslarda neler başarmış olmam gerektiğim ile karşılaştırıyorum.
Sanki bir orantı varmış gibi yaşın ve yaşantın ile.
"En çok anneni mi yoksa babanı mi
seviyorsun?" Haydaaa, çocuklara sorulan soruları kim icat etti? Ne yani şimdi
taraf mi seçmeli? Yanlış tarafı seçersem yanıyor muyum? İkisini de seviyorum
da, aslında ben karşı komşumuz Cenk abiyi seviyorum, demek geçiyor içimden pisliğine.
Ama soruları soran amca beni normal bulsun diye, "İkisini de eşit
seviyorum" deyip politik olmayı öğrendim. Belki Bariş Manço sormuş olsaydı
farklı cevap verirdim, kendi benliğimi koyabilirdim ortaya.
"Büyüyünce ne olmak istiyorsun?" İste
geldik sayın seyirciler en can alıcı soruya. Halen cevabim yok bu soruya. O
zamanlar dahi ne tür bir cevap verdiğimi hatırlamıyorum. Herhalde devre aralarında
değişip duruyordu cevaplarım. Modacı, öğretmen, pilot, bir aralar patolog
olacam ben ya diye tutturduğumu hatırlıyorum. Simdi neşter görsem bayılırım
herhalde. Lise ‘den sonra hangi üniversiteyi seçsem, hangi bölümü okusam diye
bir yıl duşundum. Sonunda gitar hocam, "niye bilgisayar’a yönelmiyorsun"
dediği için tamam bilgisayar mühendisi olacam ben dedim.
Biraz olsa korkutuyor, galiba büyüdüm ve ben bir şey
olamadım. Bir şey olmam lazım! Bir şey bir şey.. ama ne?! Ya bir dakika, ben
niye bir şey oluyorum ki, zaten bir şeyim. Değil miyim? Deyip aklimi kurcalayan
sorular ile kendimi yormayı bıraktım. Çünkü sorular hatalı.
Ben Selena.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder